Gebelikte Egzersiz
Gebelikte Egzersiz

Son 50 yılda düzenli egzersizin sağlığa faydaları kadar,  hareketsiz yaşamın zararları açık şekilde gösterildi. Bunun sonucunda aktif bir yaşam tarzını benimsemenin değerinin farkındalığı toplumlarda hızla arttı. Koşma, ağırlık çalışması ve spor merkezlerindeki etkinlikler birçok kadının yaşam tarzı oldu. Ne yazık ki 1970 lerin sonunda ve 1980 lerin başında sporun gebelik üzerine nasıl etki ettiğini destekleyen çalışmalar yoktu. Ağır egzersizin fetüs ve anne adayına zarar verebileceği yönünde çok fazla kaygı vardı.

1985 yılında American college of Obstetricians&Gynecologists(ACOG), normal gebelikleri olan sağlıklı kadınlar için, düzenli egzersizin faydalarının risklerinden daha fazla olduğuna karar verdi. Çalışmalar devam etti. Son 30 yıldaki çalışmaların sonuçları genel olarak egzersizin olumlu etkileri olduğu yöndeydi. ACOG 1994 ve 2002 de çalışmaları tekrar toparladı ve bu görüşü desteklemeye devam etti. 2014 yılında yapılan son çalışmalarda da egzersizin yenidoğan bebeğin dünyaya geldiği ilk andaki sağlık sonuçlarına hiçbir olumsuz etkisi olmadığı aksine diabetik ve aşırı kilo sebebiyle erken doğum, ölü doğum, yüksek tansiyon sebebiyle gebelik zehirlenmesi oranlarını azalttığını gösterdi.

Gebelik sırasında düzenli egzersizin en büyük faydası, gebelikteki pek çok kas iskelet sistemine ait olumsuzlukları azaltırken gebeliğe normal  adaptasyonu da güçlendirmesidir. Üzerinde çalışılan pek çok egzersiz formunun ek yararı da ;güzel bir vücut imajı ve kendini iyi hissetme hali, spor yapma sırasında beyinden salgılanan endorfinin yarattığı  mutluluk hissi,genel gebelik yakınmalarında azalma (kramp , uyuşukluk, kasılma, ağrı vs), gebelik esnasında ve doğum sonrası depresyon sıklığında azalma, artmış zindelik halidir.Kısıtlı kilo alımı ve yağ birikimi, daha kısa süren ve daha az sorunlu doğumlar, doğum sonrası daha kısa sürede iyileşme, artmış solunum kapasitesi ki en fazla sıkıntı büyüyen gebelik hacminin akciğerlere baskı yapmasıyla yaşanılan solunum sıkıntısıdır.

Anne karnında bebeğin fetal distress dediğimiz  ve acil sezeryan sebebi olan ölümcül riski azaltması, hayatın ilk beş yılında devam eden yağ dokusu miktarında azalmayla obeziteye meyilli çocukların oranlarının düşmesi, yenidoğanın sağlıklı olması, normal yada yüksek  zeka gelişimidir.
Kötü gebelik öyküsü olan(erken doğum, gelişme geriliği) kadınlarda faydalı olabileceği düşünülebilir. Diyetle birlikte uygulandığında bebeğin gelişiminde değerli olabilir. Gebelik şekerini azaltmak ve düzenlemek yönünde çalışmalar olumlu sonuçlar verirken gebeliğin yarattığı yüksek tansiyon üzerine etkileri tam belirlenememiştir.

Gebeliğin ilk 12 haftasında her gün en az yarım saat süren (tercihen deniz kenarı ve yeşil bol oksijenli alanlarda) yürüyüşler önerilirken, 12. Haftadan sonra yüzme, pilates, yoga egzersizlere eklenebilir. Özellikle gebe pilatesi kasların elastikiyeti ve bağların gevşeyerek doğumu kolaylaştırması açısından son yıllarda tercih sebebi olmuştur.